Toplumlarda yaygın olan düşünceye göre merkez bankası, faiz oranları ve diğer ekonomik değişkenler için en önemli faktörlerden biridir. Merkez bankasının, kısa dönem faiz oranları ile oynayarak faiz oranları ile ilgili beklentiyi de değiştirebilir. Bunun sonucunda faiz oranlarındaki bir değişiklik ile tüm finansal sistem alt üst olabilir.
Faiz oranları neye göre belirlenir sorunun cevabını ararken faiz oranları neden yükselir veya neden düşer sorularının da yanıtını sizlere vermeye çalışacağız.
Merkez Bankası Faiz Oranlarını Nasıl Belirler?
Popüler düşünceye göre uzun dönemli faiz oranı: mevcut ve beklenen kısa dönem faiz oranlarının ortalamasıdır. Bugünkü 1 yıllık kısa dönem faiz oranı yüzde 4 ve bir yıl sonraki beklenen kısa dönem faiz oranı yüzde 5 ise, 2 yıllık faiz oranı yüzde 4,5 kadar olacaktır.
Tam tersi şekilde bugünkü 1 yıllık kısa dönem faiz oranı yüzde 4 ve bir yıl sonraki beklenen kısa dönem faiz oranı da yüzde 3 ise, 2 yıllık faiz oranı yüzde 3,5 olacaktır.
Merkez bankası faiz oranlarını bu şekilde belirlerken, bireyler ise faiz oranları hakkında beklentilerini mekanik olarak oluşturmaktadır. Bireyler, bu durumda merkez bankasının faiz oranı ile ilgili yaptıkları değişikliklere pasif olarak cevap veriyor fakat bu durum çok anlamlı mı?
Enflasyon – Faiz İlişkisi
Faiz oranlarını etkileyen en büyük etkenlerden biri enflasyondur. Enflasyonun artması faiz oranlarını arttıracaktır. Bir ülkede enflasyon artıyorsa paranın alım gücü günden güne azalacağı anlamına gelir. Enflasyonun yüksek olduğu dönemde banka size kredi veriyorsa düşük faizden verme olasılığı yoktur. Enflasyon sonucu oluşan değer kaybını sizden yüksek faizle alacaktır.
Kısaca Enflasyon artarsa faiz artar azalırsa faiz azalır ikisinin arasında doğru orantılı bir ilişki vardır diyebiliriz.
Dolardaki Artış
Faiz oranlarını arttıran en büyük etkilerden bir diğeri de ülke ekonomisine hakim yabancı para birimlerinin TL karşısında değer kazanmasıdır. Dolarda yada diğer yabancı para birimlerindeki artış yatırımcıların ve kişilerin TL yerine dövize yatırım yapmasına neden olur. Nedeni ise TL’nin alım gücünün düşmesidir.
Hükümet ve Merkez bankası bu olumsuz durumdan kurtulmak için ülkedeki faiz oranlarını arttırma yoluna gider. Çünkü faiz oranları artarsa dolara yatırım yapan yatırımcılar dolarlarını bozdurarak bankadaki hesaplara TL olarak paralarını yatıracak. Bu durumda piyasada dolar miktarı arttığı için arz talep dengesinden dolayı dolarda TL karşısında değer kaybı yaşanacaktır.
Bu durum enflasyonun artmasını ne yazık ki engellemeyecektir. Geçici bir çözüm olarak bir önlemdir diyebiliriz.
Faiz Oranının Belirlenmesinde Zaman Tercihinin Önemi
Birçok kişi faiz oranlarının belirlenmesinde bireylerin zaman tercihlerinin önemli bir rolü olduğunu söylüyor. Peki bu tam olarak nedir ?
İnsanlar, şu an piyasada olan mal ve hizmetlere gelecekte piyasada olacak mal ve hizmetlerden daha fazla değer verirler.
Bu durum da yatırımcıların ve borçlananların şu anda bazı faydalardan vazgeçmesinden kaynaklanmaktadır. Faiz kavramının özü aslında bir yatırımcının katlanmak durumunda olduğu maliyet demektir.
Elinde ancak hayatta kalmaya yetecek miktarda kaynak olan bir kişi bu kaynağı borç vermeye veya bu kaynak ile önemsiz yatırım yapmaya pek yanaşmaz.
Yatırım yapmanın veya borç vermenin maliyeti büyük olasılıkla yüksek olacaktır. Dolayısıyla bu kişiye yüksek faiz oranı önerilse bile bu kişinin borç verme veya yatırım yapma olasılığı çok azdır.
Servet’in Faiz Oranı ile İlişkisi
Bir kere kişinin serveti artmaya başlarsa, yatırım veya borç verme maliyeti de azalacaktır. İşte bu durumda bir yerlere yatırım yapmak, söz konusu kişinin hayat kalitesini ve finansal durumunu daha az etkileyecektir.
Bu durumdan şunu çıkarabiliriz “Diğer her şey sabit olmak üzere, kişilerin gerçek servetindeki artış faiz oranlarının azalmasına neden olacaktır.”
Bunun tam aksine kişilerin gerçek gelirlerinin artmasını engelleyen ve dolayısıyla faiz oranlarının artmasına neden olan faktörler de vardır.
Kişilerin zaman tercihlerindeki değişimler para arzı ve talebi ile yansıtılır.
Gerçek servetteki artış ile birlikte insanların finansal varlıklara da ilgisi artacaktır. Finansal varlıklara olan bu talebin artması kişilerin para talebini azaltacaktır. Bu durum ayrıca finansal varlıkların fiyatını artıracak ve getirisini ise azaltacaktır.
Burada gerçek servetteki artışın faiz oranlarının düşmesine neden olduğunu görebilirsiniz. Bu durumun tersi ise gerçek servette azalma olduğunda görülecektir.
Gerçek servette azalma olduğunda insanlar, paralarını finansal varlıklara yatırmak için daha az istekli olacak ve bu nedenle para talebi de artacaktır.
Para Arzı Artarsa Faiz Oranı Ne Olur?
Para arzındaki artış, piyasada çok fazla para olduğu anlamına gelir. Para stoğu artmış olan bireylerin artık daha varlıklı olduğu anlamına gelir.
Bu durum insanların farklı finansal varlıklara yönelmesine neden olur. Bireylerin finansal varlıklara yönelmesi para talebinde bir düşüşe neden olur ve faiz oranları kısa dönem için bir artış gösterir.
Belli bir zaman sonra para arzındaki bu artış, genel fiyat düzeyinin(enflasyon) de artmasına neden olur. Kısacası uzun dönemde genel fiyat düzeyinin artması da faiz oranlarının artışına neden olacaktır.
Para Arzı Azalırsa Faiz Oranı Ne Olur?
Para arzındaki azalma, piyasadaki para miktarını azaltacaktır. Piyasadaki sıcak para miktarının azalması ile para talebi artacak ve böylelikle kişiler finansal varlıklardan uzaklaşacaktır.
Belli bir zaman sonra para arzında gerçekleşen bu azalış, genel fiyat düzeyinin de azalmasına neden olacaktır. Kısacası uzun dönemde genel fiyat düzeyinin azalması faiz oranlarının azalmasına neden olacaktır.