Site Reklamları Ve Gelirleri Üzerine; Hangi Kanuna Göre Ne Kadar Vergi Alınmakta?

İnternetin ve E-ticaretin yaygınlaşması ile bu alanda para kazanan insanların sayısı da artmaya başladı. Buna bağlı olarak ortaya çıkan kazancın da vergilendirilmesi problemi ortaya çıktı. Ancak bu problemi vergi dairesi çalışanları bile çözememektedir. Çünkü oldukça yeni olan bu alanda ne çalışanların bilgisi vardır ne de vergi mükelleflerinin ki Türk hukuku bilmemenin asla ve kati suretle bahane sayılmadığı bir hukuk sistemidir. Ancak internet reklamlarından elde edilen kazancı hukuki bir çerçeveye sokabilmek için vergiyi doğuran olay statüsüne internet reklam gelirlerini sığdırabilmek gereklidir. Gelin bunu vergi kanunlarına göre sınıflandıralım;
GELİR VERGİSİ KANUNU
Gelir vergisi kanunu uyarınca olayımızı çözmeye çalışırsak internet reklamlarını kanunda sayılan gelir türlerinden birisine sokmak gerekir. Bu bağlamda kanunda 82.maddede sayılan arızi kazançlar tanımlamasına göre geçici kazançlar bu madde uyarınca vergilendirilir. Arızi kazanç için devamlılık unsurunun olmaması esas şarttır. Devamlılık kazancın ticari olarak adlandırılmasına bunun da 37. Madde uyarınca ticari kazanç usulüne göre vergilendirilmesine neden olur. Gelir vergisi bakımından edinilmiş kazanç statüsündeki internet reklam gelirleri eğer ki bir süreklilik içerisinde kazanılıyorsa ticari kazanç olarak vergilendirilir. Bunun haricinde ilk maddedeki hizmet fıkrasına da sokulabilir. Bu bağlamda bir değerlendirme yaparsak süreklilik arz eden internet reklamları bir ticari faaliyet çerçevesinde hizmet satışıdır. Bu kanun açısından faturalandırma ve vergilendirme şarttır.
KDV KANUNU

Bu kanun açısından vergiye konu olayın Türkiye’de geçmesi gerekmektedir. Bu vergi ile yükümlü olanların da kanun ibaresine göre mal teslimi veya hizmet ifası faaliyetlerini gerçekleştirmeleri gerekmektedir. Bunların haricinde de gerek tebliğlerle gerek kanunun ilgili maddeleriyle KDV’den muaf ihraç faaliyetlerine dair şartlar da belirtilmiştir. Bu şartlardan ilki ihracın Türkiye’den yabancı bir ülkeye yapılmasıdır. İkincisi yabancı müşteri adına fatura tanzim etme, üçüncüsü ise hizmet veya mal bedelinin döviz olarak ülkeye girişinin yapılması ve son olarak da hizmetten yararlananın yurt dışında olması aranmaktadır.
Bu bağlamda değerlendirirsek eğer ki Google ve Facebook gibi ülke içinde temsilcisi olmayan şirketlerin sitenize reklam vermesi halinde gerekli beyanları ve faturalandırmayı yaparak KDV’den muaf olabilirsiniz. Ancak sizin web sitenize reklam satın almanız halinde Türkiye’de kanuni merkezi olmayan şirketlerin hizmetlerinden faydalanan ve kazanç elde edenlerin vergi vermesi gereklidir.
KURUMLAR VERGİSİ KANUNU
Kurum kazancının GVK’ye giren hallerden oluştuğunu ve kanuni merkezinin Türkiye’de bulunduğu hallerde ilgili kurumların tam mükellef olduğu bu kanunda belirtilmiştir. Ancak kanunda bir de eksik mükellefiyet düzenlenmiştir. Buna göre kanuni veya iş merkezi adreslerinin her ikisi de Türkiye’de yer almayan kurumların sadece Türkiye’de elde ettiği kazançlardan vergilendirileceği düzenlenmiştir. Sitenizdeki alanları merkezleri Türkiye’de olmayan (Google, Facebook vb.) şirketlere satarsanız dar mükellefiyet bağlamında vergilendirilir. Bu şirketlerden reklam satın alırsanız daimi iş merkezi ve çalışanı olamadığından kurumlar vergisi kanununca vergilendirme söz konusu olmaz.
VERGİ USUL KANUNU(VUK)

VUK hükümlerine göre (253 ve devamındaki hükümler) fatura düzenlenmesi zorunlu haller sıralanmış ve faturanın kanuni tanımı verilmiştir. Gerekli faturaları düzenlemeyen ve defter kayıtları gerekli özen ve dikkat yükümlülüğüne aykırı olarak tutanlar vergi ziyaı cezasına çarptırılırlar. Buna göre yurt dışı merkezli şirketlerle faaliyet yürüten kişiler bu şirketlerden aldıkları belgeleri ilgili defterlerine gider olarak yazdırabilirler. Bu belgelerdeki bedellerin de o günkü Merkez Bankası kuruna göre TL’ye çevrilmesi gereklidir. Hizmet satışında vergilendirme söz konusu iken hizmet alımında sadece gider gösterebilme bakımından faturalandırma gereklidir, vergi tarhiyatı yapılmaz.
Genel bir değerlendirme yaparsak; satışın yapıldığı yerin önemi olmamakla birlikte vergi doğuran olay söz konusu ise bir vergi mükellefi tayin edilip, elde edilen gelir tüzel kişilerce kazanıldıysa Kurumlar Vergisi, gerçek kişilerce elde edildiyse Gelir Vergisi tahsil edilmelidir. Her iki gelir türü de KDV’ye tabidir ki bu da faturada belirtilmelidir.